12 Aralık 2019

12 Aralık Merkez Bankası Faiz Kararı

Bir PPK toplantısı kararının açıklanacağı gün daha geldi çattı.

Saat 14:00'da Merkez Bankası tarafından faiz kararı açıklanacak. 24 Ekim'deki 250 baz puanlık faiz indirimi sonrası piyasa beklentisi 150 bps faiz indirimi gelmesi yönünde, SWAP piyasasında ise 200 bps fiyatlanmış durumda.

Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin en son (dün) yüzde 13.70 ile piyasayı fiyatlarken piyasadaki faizin an itibariyle yüzde 12.00 olması ve Türkiye'nin CDS priminin 302.50 olması bugünkü faiz kararını önemli kılıyor.
  • 150 bps'den az indirim yaparsa; dolar kuru  borsa 
  • 200 bps'den fazla indirim yaparsa; dolar kuru  borsa 
'FSEN' bakışının (faiz sonuç enflasyon neden) siyasi iktidar tarafından hala ara sıra dillendirilmeye devam ediyor. Kasım ayında enflasyon (%10.56) tekrar çift hanelere çıkmış olsa da Aralık ayında seneyi yüzde 11-12 civarı kapatacağımız beklentisi piyasada hakim.

10 Aralık 2019

2020 İBB Bütçesi

İBB'nin stratejik planı ve 2020 yılı bütçesinin 13 Aralık 2019 tarihli meclis oturumunda oya sunulması bekleniyor. İBB Mali Hizmetler Daire Başkanlığı Bütçe ve Denetim Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2020 yılı bütçe tasarısına göre İBB'nin 2020 yılı bütçesinin 25 milyar 850 milyon TL olması bekleniyor. 2019 yılı bütçesine göre %8.6 artış planlanıyor. Bütçenin gelirler kalemi 21 milyar 250 milyon TL olarak hesaplandı. Bütçenin denkliği için 4 milyar 600 milyon TL iç ve dış borçlanma planlanıyor. İBB'nin bağlı kuruluşları olan İETT'nin 2020 yılı bütçesi %19.2 artış ile 2 milyar 980 milyon TL, İSKİ'nin 2020 yılı bütçesi geçtiğimiz ay -%8.5 azalış ile 7 milyar 776 milyon 456 bin TL olarak belirlenmişti. İBB'nin de 2020 bütçesi onaylandığı takdirde İETT ve İSKİ ile birlikte %5.2 artışla toplam 36 milyar 606 milyon TL'lik bütçe yönetilmiş olacak.

21 Kasım 2019

Birmingham'da önemli bir "soru-cevap"...

İşçi Partisi'nin seçim manifestosunu kamuoyu ile paylaşan Jeremy Corbyn'e gazeteciler tarafından sorulan sorulara ve onun vermiş olduğu cevaplara gelmeden önce buraya nasıl geldiğimizi bir hatırlayalım...

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkma girişiminin (Brexit) öncüsü Brexit Partisi (eski adıyla UKIP) olsa da bayrağı taşıyan anaakım parti Muhafazakar Parti (Toriler) idi. Bugüne kadar yaşanan süreci Türkiye'nin AB'ye üye olma çabasına benzetmeden edemiyorum.

15 Kasım 2019

Karbon-nötr hedefine karar verenler iklim krizini çözebilir mi?

On yıllarca yıl süren çalışmalardan sonra biliminsanları sonunda iklim krizine karşı yapılması gerekenin ne olduğuna basit bir cevap buldu: ekonominin elverdiği en yakında zamanda Karbon-Nötr olmak veya Sıfır Sera Gazı Emisyonuna erişmek

Artık küresel ısınmanın başlıca sebebinin atmosfere salınan büyük miktarlardaki sera gazı emisyonu olduğu bir gerçek. Merak edenleriniz için nötr olarak hedeflenmesinin nedeni ise mesela uçak ile seyahat etmenin büyük miktarda sera gazı emisyonuna neden olmasına rağmen ikamesi olmadığı için kullanımının tamamen bitirilemeyecek oluşudur.

2015 yılındaki Paris İklim Sözleşmesi’ni imzalayan her ülke karbon-nötr olmayı taahhüt etmişti. O günden bugüne irili ufaklı birçok ülke bu hedefe doğru eylemlerde bulundu. “Enerji ve İklim İstihbarat Birimi” tarafından açıklanan verilere göre belli başlı bazı ekonomilerin son durumlarına bakabiliyoruz.

10 Kasım 2019

ABD'de Radikal-Sol'un Artçıları...

2020 ABD Başkanlık yarışının Demokratik Parti'deki radikal-sol fikirleriyle gençlerin ilgisini çeken aday adaylarından biri olan Bernie Sanders'ın seçim vaatlerini sizler için derledim.

Bernie Sanders'a desteğini açıklayan, 2018 yılında New York 14.Bölge'den Temsilciler Meclisi üyesi seçilen, Alexandria Ocasio-Cortez şüphesiz birçoklarının sempatisini kazanan ve tabiri caizse tırnaklarıyla kazıyarak kendisine yer edinmiş bir politikacı. Akademik altyapısına baktığımızda 2011 yılında Boston Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler ve iktisat programlarından çift anadal yaparak mezun olduğunu görüyoruz. Doğru bilinen yanlışlardan biri hukuk mezunu olduğunun sanılması olarak karşımıza çıkıyor. Sık sık, başlattığı meclis araştırmalarıyla gündem olan ve son derece hazırlıklı bir biçimde ifadesini almak için çağırdığı "tanıkları" sudan çıkmış balığa çeviren sivri zekası ile büyülemeye daha çok devam edecekmiş gibi görünüyor. Ayrıca Ocasio-Cortez radikal-sol kavramını belli başlı birkaç politika ile tanımlıyor:
  • Herkes İçin Sağlık Sigortası
  • Geçinmeye Yetecek Ücret ve İşçi Hakları
  • Ücretsiz Eğitim
  • %100 Yenilenebilir Enerji
  • Su Hakkı
  • Göçmen Hakkı
  • Wall Street'i (sermayeyi) Sorumlu Tutmak

09 Kasım 2019

"İstanbul Bülteni" Kasım Sayısı'ndan Kısa Notlar...

10 Kasım'a bir gün kalmışken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) 2007 yılından beri her ay yayımladığı “İstanbul Bülteni” isimli derginin kapağında 12 yıl sonra ilk kez Atatürk fotoğrafı kullanıldı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kopenhag'da düzenlenen C40 Zirvesi'nde, 'Son Tarih 2020: İklim Eylem Planlaması Taahhüt Protokolü'nü imzaladı. Böylece İstanbul, 2050 yılına kadar karbon-nötr bir kent olmayı taahhüt etmiş oldu.
Bu hedefler doğrultusunda yapılacaklara gelirsek;
  • Karbon salınımlarını en geç 2050 yılında sona erdirmeye yönelik bir yol haritası geliştirme ve 2030 yılı için bir ara hedef belirleme. 
  • Şimdi veya gelecekteki iklim değişikliği senaryolarında etkileyebilecek iklim tehlikelerine karşı şehrin nasıl uyum sağladığını ve dayanıklılığını arttırdığını ortaya koyma. 
  • Planın uygulanması sürecinde elde edilecek diğer toplumsal, çevresel ve ekonomik kazanımları özetleme ve bu kazanımların şehrin nüfusu arasında dağılımını iyileştirme. 
  • Şehrin eldeki güç, kaynak ve ortaklar ile planın veya planların uygulanmasında nasıl bir yol izleyeceğini özetleme.

01 Kasım 2019

Bir Sosyal Statü Olarak “Otomobil Sahibi Olmak” Sürdürülebilir Mi?

Hollanda, İstanbul’daki trafik sorununu çözmek için işbirliği teklif eden ülkelerden biri. Daha önce Hollanda'ya gidenleriniz Hollanda'nın ulaşımda ne kadar gelişmiş olduğunu biliyorlardır. Gelişmişlikten kastım otomobiller için daha çok yol, daha çok otopark yeri, daha geniş çok şeritli yollar, battı çıktılar vs. kesinlikle değil; aksine ulaşımın motorlu araçlar yerine ‘raylı sistemler, yaya ve bisiklet’ merkezli tasarlanmasından bahsediyorum.

Ulaşımda toplu ulaşım kullanımının payının artması emisyon miktarını azaltmada kontrol avantajının kamunun eline geçmesini sağlayacaktır. Bunun için olmazsa olmaz ise altyapı olarak karşımıza çıkıyor. Karbon-nötr bir kent olmayı hedeflemek iklim krizi ile yüzleşen günümüz İstanbul’u için bir tercih olmaktan ziyade gelecek nesillere yaşanılabilir bir şehir bırakmak için bir zorunluluğa yerini bıraktı.

24 Ekim 2019

24 Ekim Merkez Bankası Faiz Kararı

Bir PPK toplantısı kararının açıklanacağı gün daha geldi çattı.

Saat 14:00'da Merkez Bankası tarafından faiz kararı açıklanacak. 12 Eylül'deki 325 baz puanlık faiz indirimi sonrası piyasa beklentisi 100-150 bps faiz indirimi gelmesi yönünde...

Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin en son (dün) yüzde 16.02 ile piyasayı fiyatlarken piyasadaki faizin an itibariyle yüzde 13.60 olması ve Türkiye'nin CDS priminin 357.31 olması bugünkü faiz kararını önemli kılıyor.
  • 100-150 bps'den az indirim yaparsa; dolar kuru  borsa 
  • 100-150 bps'den fazla indirim yaparsa; dolar kuru  borsa 
'FSEN' bakışının (faiz sonuç enflasyon neden) siyasi iktidar tarafından hala tozlu raflarda bekletildiğine dair endişemi taşımayı sürdürüyorum. Her ne kadar Eylül ayı ile beraber enflasyon (%9.26) tek hanelere inmiş olsa da Kasım ve Aralık aylarında tekrar çift haneleri görerek seneyi yüzde 12-13 civarı kapatacağımız tahmin ediliyor.

18 Ekim 2019

Otuz Dört Ay

Bundan tam olarak 34 ay önce gerek üniversite eğitimlerim olsun gerek kendi merakım aklımın bir köşesinde hep olsa da böylesine disiplinli bir şekilde yapmayı düşünmediğim bir alanda -finansal piyasalarda- yatırım yapmakla ilgili araştırmalar yapmaya başlamıştım. Bu araştırmalarımın sonucunda 2017 yılının Ocak ayında ilk alımımı gerçekleştirerek yatırım yapmaya başlamıştım. Bunun üzerinden 34 ay geçmiş, bugün farkettim... Ne noktadayım sizlerle de paylaşmak istedim.

12 Eylül 2019

12 Eylül Merkez Bankası Faiz Kararı

Bir PPK toplantısı kararının açıklanacağı gün daha geldi çattı.

Saat 14:00'da Merkez Bankası tarafından faiz kararı açıklanacak. 26 Temmuz'daki 425 baz puanlık faiz indirimi sonrası ilk toplantı olacak ve piyasa beklentisi 275 bps faiz indirimi gelmesi yönünde...

Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin en son (dün) yüzde 19.54 ile piyasayı fiyatlarken piyasadaki faizin an itibariyle yüzde 15.76 olması ve Türkiye'nin CDS priminin 389.88 olması bugünkü faiz kararını önemli kılıyor.
  • 300-350 bps'den az indirim yaparsa; dolar kuru borsa
  • 300-350 bps'den fazla indirim yaparsa; dolar kuru borsa
'FSEN' bakışının (faiz sonuç enflasyon neden) siyasi iktidar tarafından hala tozlu raflarda bekletildiğine dair endişemi taşıyorum. Her ne kadar Eylül ayı ile beraber enflasyonun tek hanelere inmesi beklense de Kasım ve Aralık aylarında tekrar çift haneleri görerek seneyi kapatacağımız tahmin ediliyor.

05 Temmuz 2019

Maastricht Kriterlerinde Son Durum ve Türkiye

Eskiden medyada sürekli gündemde tutulan Maastricht kriterleri, Avrupa Birliği (AB) üyesi olma hayalinden hükümet uzaklaştıkça gündemden düştü ve unutuldu.

İki ana kriter var: Kopenhag Kriterleri ve Maastricht Kriterleri.

  1. Kopenhag kriterleri, bir ülkenin AB’ye katılmasının koşullarını belirler.
  2. Maastricht kriterleri, AB’ye üye ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmesinin koşullarını belirler.

Ekonomik ve parasal birliğe katılmanın sonucunda da üye ülke zaman içinde kendi parasını terk edip Euro’yu para birimi olarak kabul etmesi gerekiyor.

Maastricht Antlaşması, 7 Şubat 1992'de imzalandı ve 1 Ocak 1993’de yürürlüğe girdi. Bu anlaşma ile AB üyesi ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe geçişte aralarındaki farklılıkların giderilmesi için bazı koşullar belirlenmiş oldu. Bu koşulları yerine getiren üye ülkelerin aynı para birimini (Euro) kullanabilmesini öngördü.

Bu yazıda Maastricht kriterlerini sıralayalım:


  1. Toplulukta en düşük enflasyona sahip üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalamasıyla ilgili üye ülke enflasyon oranı arasındaki fark 1.5 puanı geçmemelidir.
  2. Üye ülke devlet borçlarının GSYH’sına oranı %60’ı geçmemelidir. 
  3. Üye ülke bütçe açığının GSYH’sına oranı %3’ü geçmemelidir. 
  4. Herhangi bir üye ülkede uygulanan uzun vadeli faiz oranları 12 aylık dönem itibariyle, en düşük enflasyona sahip 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmayacaktır.
  5. Son 2 yıl itibariyle üye ülke parası diğer bir üye ülke parası karşısında devalüe edilmiş olmamalıdır.


03 Temmuz 2019

Avrupa Birliği; ortak kültürdür, yaşam biçimidir, ortak geçmiştir ve gelecektir...

Öyle ise Avrupa Birliğinin felsefesi nedir?
Bu yaşam biçimini özümsemeyen ülkelerin Avrupa Birliği’nde yeri yoktur. Avrupa Birliği’nin tarihi çok eskiye dayanır. Roma İmparatorluğu’ndan, Helenistik Pagan kültürü ile yani akılcı düşünce ile Hıristiyan inancının sentezinden doğmuştur. 
  • Akıl (Pagan; köylü, putperest, İbrani din dışı inanış sahibi) + İnanç (Hıristiyan) = Roma 
M. S. 4.yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından 14.yüzyıldaki Rönesans’a kadar bu senteze Kilise (inanç) hâkim olmuştur.
  1. Pierre Dubois 14.yüzyılda ve Antoine Marini 15.yüzyılda Avrupa Konfederasyonu kurulmasını söylemiş,
  2. Eric Crucé 17.yüzyılda Venedik’te merkez olmak üzere bir birlik olmalı demiş,
  3. William Penn ise Osmanlı İmparatorluğu’nun da içinde olacağı sürekli ordu kurulmasını önermiştir.
  4. Ayrıca Saint-Simon Praudhon da felsefi yaklaşımlarını sunmuştur.
II. Dünya Savaşı sonrasında bu AB düşüncesi, yaşanan büyük kayıplarla beraber hızlanmış ve 1957 Roma Antlaşması ile gerçekleşmiştir. 
Birlik ilk olarak "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu" adıyla 1951’de Paris’te kurulur. Birliğin adının bu olmasında savaşın hammaddesinin çelik; enerjisinin ise kömür olması yatıyor.
Savaşın hammaddesini ve enerjisini kontrol altına alarak 80 milyon insan kaybetmiş Avrupa artık savaş istemiyor. Ancak bu anlaşmanın ekonomik altyapısı yoktu. Ancak farklı anlaşmalar ile savaşın yaraları sarılmak istenmiştir. Bunu sağlamak için de bir serbest ticaret bölgesi oluşturmak istemişlerdir. Türkiye de buna dahil olacaktı. Özellikle tarım listesinde Türkiye de vardı. 

30 Haziran 2019

Bilgi Toplumu ve Medya'da AB'ye Uyumlu Muyuz?

Eski adıyla AB İlerleme Raporu, yeni adıyla Türkiye Raporu üyeliğe aday olan ülkenin AB'ye uyumunun analizinden oluşmaktadır. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan 2019 Türkiye Raporu'ndaki 10. fasıldaki gelişmeleri ve Türkiye'nin Avrupa Birliği ile uyumunun ne seviyede olduğunu inceleyelim. İlgilenenler için rapordan o kısım tam alıntılanarak aşağıda paylaşılmıştır.

*

AB, elektronik haberleşme, elektronik ticaret ve görsel-işitsel medya hizmetleri konusunda iç pazarın sorunsuz işleyişini desteklemektedir. Kurallar tüketicileri korumakta ve modern hizmetlerin evrensel olarak erişilebilirliğini desteklemektedir.

Türkiye bilgi toplumu ve medya alanında belirli düzeyde hazırlıklıdır. Bu sektörde gerileme olmuştur.
  • Medyanın finansmanında şeffaflığın olmaması,
  • Siyasi çıkarların yayın politikaları üzerindeki etkisinin artması,
  • Medya sahipliğinin tek elde yoğunlaşması,
  • Çoğulculuk alanının azalması,
  • İfade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalar ile düzenleyici makamların bağımsızlığının olmaması hâlâ endişe kaynağıdır.
Sabit telefon ve geniş bant piyasasında rekabet yetersizdir ve bilgi ve iletişim operatörleri ile tüketicilerine yönelik aşırı düzeyde vergilendirme ve ücretlendirme söz konusudur.

26 Haziran 2019

Çevre ve İklim Değişikliğinde AB'ye Uyumlu Muyuz?

Eski adıyla AB İlerleme Raporu, yeni adıyla Türkiye Raporu üyeliğe aday olan ülkenin AB'ye uyumunun analizinden oluşmaktadır. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan 2019 Türkiye Raporu'nda 27. fasıldaki gelişmelerden bahsedilmiş ve Türkiye'nin Avrupa Birliği ile uyumunun ne seviyede olduğunun analizi yapılmıştır. İlgilenenler için rapordan o kısım tam alıntılanarak aşağıda paylaşılmıştır.

*

AB, iklim ile ilgili güçlü eylemleri, sürdürülebilir kalkınmayı ve çevrenin korunmasını teşvik etmektedir. AB hukuku, iklim değişikliği, su ve hava kalitesi, atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlilik, kimyasallar, gürültü ve sivil koruma konularına ilişkin hükümler içermektedir.

24 Haziran 2019

31 Mart'tan 23 Haziran'a...

31 Mart'ta 13.729 oy farkına razı olmayanlar 806.456 oy gibi ezici bir fark ile 23 Haziran'da tekrarlanan İBB Başkanlığı seçimini kaybetti. Böylece İstanbul, 25 yıl sonra el değiştirdi. Umarım her şey çok güzel olur, ümitliyim.

*

İBB Başkanı da 9.22 puan farkla Ekrem İmamoğlu oldu. Coşkulu bir seçim gecesi yaşandı. Ülke nüfusunun yarısı İstanbul'da yönetim değişimine ilk kez tanık oldu. İktidarın sonuçlara itiraz etmeyi düşünmeyi bir kenara bırakmak durumunda kalarak kazanan 16 milyon İstanbulluyu tebrik etmesi İstanbul'u kaybetmeyi hazmetmenin de tamamlandığının bir göstergesiydi. Bunun yanı sıra Le Monde, The Guardian, New York Times, Wall Street Journal, Financial Times, BBC, Liberation, DNA, Washington Post vb. sayısız önemli yabancı basın da muhalefetin İstanbul zaferini geçti. Hatta Financial Times sür manşetten verdi.



İBB Twitter hesabının takipçi sayısındaki sonuç sonrası hızlı artış ise dikkatimden kaçmadı: 500 binden 651 bine çıktı bir günde. Kendi Twitter hesabında "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı" ünvanını silmeden seçime giren Ekrem İmamoğlu ise özgüveninin boşuna olmadığının gösterdi. YSK Başkanı'nın basın açıklamasına göre, yarın 15:00'a kadar itiraz süresi devam edecek, itiraz süresi bitiminde İmamoğlu'na mazbatasını teslim edecekler. 

20 Haziran 2019

Yabancı hisse senedi fonları çevre dostu olursa...

İklim değişikliği kavramının, The Guardian gibi önemli gazetelerde, yavaş yavaş "iklim krizi" olarak kullanılmaya başlaması toplumsal farkındalık açısından son derece önemli bir gelişme çünkü "iklim değişikliği" ifadesini kullanınca normal bir olay gibi algılanabiliyor. Bu algı da bizim önlem alma kapasitemizi azaltıyor.

Bu konuda kamu otoriteleri, kurumsal firmalar ve bireysel olarak yapılabilecek çeşitli önlemler var. Bu farkındalık ile yapabileceğimiz şeyler ölçek bakımından daha az etkili olur diye düşünülse de aslında tabandan gelen değişimlerin tavanı değiştirmesi daha kalıcıdır. O nedenle daha az tüketmek, ihtiyacın kadarla yaşamak, minimalist yaşayan toplumlar için daha kolay adapte olabilecekleri eylemler olurken gelirinden çok harcayan ihtiyacından çok tüketerek dikkatsizce yaşamayı benimsemiş toplumlarda biraz daha zor olabilir.

Bugün size bir yatırımcı olarak iklim krizine karşı nasıl önlemler alabileceğimizden bahsetmek istiyorum.

Nasıl ki yediğiniz ve içtiğiniz şeylere göre vücudunuz şekilleniyorsa yatırım yaptığınız şeyler de ekonomiyi şekillendiriyor. Aslında her karar ile değişim de beraberinde geliyor. Ekonomiyi bir okyanus olarak canlandırırsanız ve o okyanustaki küçük bir balığın ona olan etkisini hayal edebilirseniz başlamadan daha pes edebilirsiniz. Ancak alışılageleni kırmak ve farklı bir şeyler denemeden neyden vazgeçtiğinizi bilemeyebilirsiniz. Damlaya damlaya göl olur atasözünü hep hatırlamalıyız.

Öyleyse sürüye kapılmak yerine sürüyü oluşturmak daha yerinde bir amaç olabilir. Öncelikle popüler ve kültürel yatırım enstrümanlarına göre yatırım yapmak yerine -belki de outliers denebilecek türde- kendiniz ve nasıl bir dünya istediğinize göre yatırmak yapmayı tercih edebilirsiniz.

İyi bir insan olarak çevresel ve sosyal değerlere duyarlı bir yatırım strateji ile başlamak bu yazının ana fikri aslında...

18 Haziran 2019

Extravaganzza pizza, tadında bir yazı...

Paris Belediyesi toplu taşıma ile ilgili 4 yeni teklifi onayladı: Eylül’den itibaren geçerli olmak üzere:
  1. 4-11 yaş arası çocuklar ve 20 yaşından küçük engelliler için toplu taşıma ücretsiz (0-4 yaş arası çocukların toplu taşımayı kullanımı ücretsizdi)
  2. Ortaokul ve lise öğrencileri için paso %50 indirimli
  3. 14-18 yaş arası bisiklet kiralama ücretsiz
*

Starbucks, şirket ile ilgili hikayeler paylaştığı Starbucks Stories (@Starbucksnews) adlı hesabından inovasyon merkezi Tryer Center’dan görüntüler paylaşarak şirketin üretim, ar-ge, tasarım süreçlerini kendi bünyesinde sürdürdüğünü gözler önüne serdi.

*

Fiba Banka hazineden sorumlu genel müdür yardımcısı Ömer Rıfat Gencal, AÇEV’in “Okuyan Bir Gelecek” projesi kapsamında 30 Haziran’da koşacağı Frankfurt 140.6 triatlon yarışı (3.8 km yüzme, 180km bisiklet ve 42.2km maraton) için bağış toplama devam ediyor. Şimdiye kadar 51.032 TL bağış toplandı.

17 Haziran 2019

İklim değişikliğinin, yatırım fonlarını dönüştürücü etkisi

Finansal yönden güçlü, çevresel ve sosyal değerlere duyarlı şirketlerin hisselerine veya bu kriterlere bağlı yatırım yapan yatırım fonlarına yatırım yapanlara sosyal sorumluluk sahibi yatırımcı deniyor. 

Bu yönelim dünyada yavaş yavaş iklim değişikliğinin gündelik hayatı etkilemeye başlamasıyla oluşan zorunlu bir duyarlılığın aslında bir sonucu. Yakında belki de yatırımcıların portföylerinde taşıdıkları hisse senetlerinde daha hassas olduklarını ve ne kadar yüksek getiri fırsatı sunarsa sunsun TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesine sahip olma koşulunu sağlayamayan şirketlerden uzaklaştıklarını görebileceğiz. Hatta bir çok büyük kurumsal fonun da bu değişime öncülük ederek yalnızca iklim, çevre kirliliği, geri dönüşüm gibi doğayı ilgilendiren kriterlerle sınırlı kalmayıp silah, petrol, alkol ve tütün mamulleri üreten ve altın arama faaliyetinde bulunan firmalara da yatırım yapmaya son verdiğini göreceğiz.

Nitekim birkaç gün önce Norveç Parlamentosu, Norveç Varlık Fonu'nun yıllık 20 milyon tondan fazla madencilik faaliyetinde bulunan ya da 10GW kurulu güce sahip fosil yakıtlar üreten (kömür, petrol doğalgaz, vb.) şirketlerdeki yatırımlarını çekme ve yaklaşık 20 milyar ABD doları değerinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapma önergesi kabul edilerek meclisten geçti. Bu fonun toplam varlığının %2'sine denk geliyor. Bu yatırım kararının alınmasındaki en önemli etkenin 2030 yılında kadar sektörün %50 büyüme potansiyeli taşıması, diyebiliriz. Norveç Varlık Fonu (NVF), 2018 yıl sonu verilerine göre 73 ülkede 9.158 şirkete ortak ve dünya genelindeki şirketlerin ortalama %1.3'ünün de sahibi.

13 Haziran 2019

Starbucks Sert Yükselişi Sonrası, Artık Pahalı

Starbucks Corporation (borsa kodu: SBUX) borsada değer kazanmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz seneden bugüne neredeyse %61.85 değer kazandı, üstelik S&P 500 %4.73 değerlenmişken…

Geçen Haziran’dan bugüne neler oldu diye şöyle bir bakarsak…

İlk olarak 4 Haziran 2018'de CEO görevini bırakacağını açıklayan Howard Schultz’un yarattığı yönetimsel belirsizlik ve 2017 yılında Trump'ın göçmenlere bakışına karşı politika hamlesi olarak belli sayıda göçmeni sadece göçmen olması ön koşulu ile işe alacaklarını açıklamaları beklentileri olumsuz etkilemişti (Starbucks özelinde bu sayı 75 ülkedeki mağazalarında 5 yıl içerisinde 10.000 göçmeni istihdam edeceği yönündeydi).

12 Haziran 2019

12 Haziran Merkez Bankası Faiz Kararı

Bir PPK toplantısı kararının açıklanacağı gün daha geldi çattı.

Saat 14:00'da Merkez bankası tarafından faiz kararı açıklanacak. 13 Eylül'deki 625 baz puanlık (%24.00'a yükselmişti) son faiz artırımından bugüne -9 ay- baktığımızda dolar kurunda -%4.26 oranında bir düşüş meydana geldi. Bu sürede Türkiye ekonomisi iki çeyrek üst üste küçüldü, 2019 ilk çeyreğinde çeyreksel bazda büyüse de bu sefer de yıllık bazda iki dönem üst üste küçüldü. Yani resesyondayız.

Merkez bankasının ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin en son (dün) yüzde 24.00 ile piyasayı fiyatlarken piyasadaki faizin an itibariyle yüzde 22.74 olması, bugünkü faiz kararını önemli kılıyor.

14 Mayıs 2019

Biraz Ekonomi...

Dün saat 10:00'da Mart ayı cari işlemler hesabı açıklandı.

Sonuç? 589 milyon ABD doları açık. Böylece 12 aylık cari işlemler açığı 12.8 milyar ABD dolara düştü. Aşağıdaki grafikten de görebileceğiniz gibi üretimde %65 ithal girdi kullanan bir ekonomi için cari açığın düşmesi kriz belirtilerinden biridir. Kur riskinin zayıf olduğu dönemlerde refah yaratıcı bir etkisi varken kurun sert yükseldiği dönemlerde işsizlik, enflasyon ve arzın düşmesi gibi birçok komplikasyona neden olabilir. Üstüne bir de dış politikada "yurtta barış, dünyada barış" söyleminden uzaklaşma ile fiyat istikrarından sorumlu TCMB'nin TL'yi korumasının geciktirilmesi ile birleştiğinde ortaya Türkiye ekonomisinin başına gelenlerin özeti çıkıyor.

26 Nisan 2019

Fransa'daki Asgari Ücretli Kadar Akaryakıt Alabilmek İçin Gereken Maaş

Akaryakıt konusunda en son 25 Kasım'da yazmıştım. Tabi o zaman Fransa'da akaryakıt fiyatlarına gelen zamlara karşı başlayan protestolar daha yoktu...

Eğer hala daha "ben hep 50 liralık benzin alıyorum, zam bana etki etmiyor" diyorsanız, sizinle yine burada vedalaşalım ve döviz kurlarındaki yükselişlerin sonrasında düzenli olarak benzine ve motorine gelen zamları, İstanbul ile Paris arasındaki akaryakıt alım gücünü gelin bir kez daha karşılaştıralım...

Bir kez daha belirtmek isterim, önceki yazıları okumadan bu yazıyı okuyanlar için... Bu karşılaştırmayı olabildiğince basit ve doğru yapabilmek için -genelde düşülen hataya düşmeyerek- Paris'teki akaryakıt fiyatlarını TL'ye çevirmeyeceğiz. 25 Kasım'daki yazı ile bu yazı arasında geçen 5 aylık sürede nasıl bir değişim olduğunu inceleyelim.

03 Nisan 2019

25 Yıl Sonra Gelen Değişim

Düşük ihtimal dahilinde olan İstanbul ve Ankara’nın 25 yıl sonra el değiştirmesi olasılığı... Gerçekleşti.

28 Mart 2019

Biraz Brexit Süreci, Biraz da SWAP Meselesi

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkma çabasını (Brexit) bizim AB'ye üye olma çabamıza benzetiyorum. Önümüzdeki Haziran'da Brexit Referandumu'nun üzerinden üç yıl geçmiş olacak. Bu süre zarfında;

12 Mart 2019

31 Mart’ta Büyükşehir Başkanı Olmak Yeterli Mi?

Son zamanlarda tartışılan İstanbul ve Ankara’da 25 yıl sonra belediye yönetiminin değişmesi durumunda büyükşehir başkanı olmak yeterli mi, bakalım…

Öncelikle Büyükşehir başkanı gündemi belirleme, yönetim kadrolarını atama, kent konseyini aktif olarak çalıştırma, departmanları oluşturma, bütçe yapma (Büyükşehir Belediye Meclisi’nin bütçe üzerinde değişiklik yapma yetkisi yok) vb. yetkileri olsa da büyükşehir meclisinin çoğunluğunun onayı olmadan bu yetkilerin bir kısmını kullanamayarak sınırlandırılmış bir güce sahip olacaktır.

İstanbul özelinde…

14 Şubat 2019

Ütopya

Tespit ettiğim belirgin bir farkındalık eksikliğinin ürünü olabilecek bir konudan bahsedeceğim bu yazımda sizlere...

Hepimizin yaşamımızı sürdürmek için bazı temel mal ve hizmetlere ihtiyacımız var. Bunlar kalem bazında küçük değişiklikler gösterebilir. Bunları genel olarak şöyle sıralayabiliriz: gıda, barınma, ulaşım, haberleşme, sağlık, eğlence vb. Burada yazmış olduğum kalemleri alt kalemler ile çeşitlendirebilir ve daha iyi açıklayabiliriz. Örnek vermem gerekirse;

  • Gıda: Su, ekmek, meyve, sebze, et ve süt ürünleri.
  • Barınma: Aidat, konut, enerji (ısınma, yıkanma, pişirme).
  • Ulaşım: Yol, toplu taşıma, kaldırım, bisiklet yolları.
  • Haberleşme: Tarife ücreti, telsiz kullanım ücreti, internet.
  • Sağlık: Tedavi masrafları, koruyucu sağlık gideri.
  • Eğlence: Kültür-sanat (müze, tiyatro, sergi, sinema vb.), restoran, pub.
Bir düşünün şimdi, bunlardan kaç tanesi için aynı miktarda yapsanız da yaşlandıkça daha az para harcayacağınızı düşünüyorsunuz... Mantıken emekli olmak için belli bir prim ödüyorsunuz ve gerekli gün sayısına erişinceye kadar sistem sizin artık primlerinize ihtiyaç duymadan sisteme yeni katılanların primleriyle size aylık maaş ödeyebilecek hale gelecek diye planlanıyor, değil mi?

Peki öyleyse, Türkiye'deki SGK sistemi bunu başaramasa da, biz neden hayatın sürdürülebilir olan kısmını emekli maaşı ile sınırlıyoruz ki...