24 Eylül 2018

TL'den Euro'ya Geçiş Ne Demek?

Birkaç gündür Türkiye'nin yeni hikayesi "Euro'ya geçiş" olabilir mi, diye kendime soruyorum. Türkiye'nin AB üyesi bir ülke olmasını can-ı gönülden isteyen birisi olarak bu hedefe uygun olarak günün birinde Euro'ya geçip geçmeyeceğimizi merak ediyorum. Ki benim bu konuda yazmam ilk de değil, daha önce önemli iktisatçıların böyle bir kararın Türkiye ekonomisine yansıyacak muhtemel etkilerini dile getirmişlerdi. Ben de bugünkü yazımda sizlere Euro'ya Geçiş'in olumlu ve olumsuz yanlarını derleyerek kafanızda bir çerçeve oluşturmaya çalışacağım. Bildiğiniz gibi son yıllarda Türkiye ile AB'nin arası limoni olmasına rağmen ABD'nin Dünya ve Türkiye ile olan gerilimi sonucu bu limonilik hafif hafif geçirilmeye çalışılıyor. Türkiye olarak başlıca istekler "Gümrük Birliği'nin Güncellenmesi" ve "Vize Serbestisi" olurken AB'nin istekleri "demokratik bir Anayasa", "insan hakları ihlallerinin sona ermesi" ve "hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi" olarak ortaya çıkıyor. Ama en önemlisi Türkiye ekonomisinin bozulmaması! Nedeni basit, borç verdiğiniz kişi veya kurumun işlerinin bozulması sizi de olumsuz etkiler.

19 Eylül 2018

Bir Danimarkalı gibi olmak...

Aslında ilk başta Danimarka ekonomisi ile ilgili bir tweet hazırlıyordum. Derken kendimi Danimarka İstatistik Enstitüsü (Statistics Denmark) internet sayfasında buldum ve farklı verilerden verilere bakarken dikkatimi "Servet ve Borç" (Wealth&Debt) başlığı çekti. İlginç gelen bir bilgi ile karşılaştım. Buna göre Danimarkalılar medeni haline ve çocuklu/çocuksuz aileler olmak üzere çeşitli kıstaslarla dört gruba ayrılarak net varlık tablosu oluşturulmuş. Çok küçük puan farkları olduğu için size ortalamaları söylemeyi tercih ettim.

Danimarkalıların varlıkları ile borçlarını (yükümlülüklerini) incelediğimizde bize ortalama olarak bir Danimarkalının varlıklarının dağılımı şöyle veriyor:
  • Gayrimenkul: %50
  • Menkul: %15
  • Emeklilik Fonu: %30
  • Diğer: %5
Borçlarının dağılımına baktığımızda ise karşımıza varlık dağılımını destekleyen bir sonuç çıkıyor:
  • Konut Kredisi: %77
  • Diğer Krediler: %23
Yani gerçekten de Danimarka ekonomisinde gayrimenkul sahibi olmanın ve onun finansmanının çok önemli bir yeri var. Öte yandan varlıklarının yüzde 30'unun emeklilik için biriktirilmesi de son derece takdire değer bir tercih.

13 Eylül 2018

Bugün Merkez Bankası Faizi Artıracak Mı?

Bugün önemli bir gün.

Dün toplanan TCMB, bugün saat 14:00'da faiz kararını açıklayacak. Döviz kurları 7 Haziran'daki son faiz artırımından beri %40 seviyelerinde bir yükseliş meydana geldi. Bunun altında yatan birçok sebepten biri merkez bankasının yüzde 19.25 faiz ile piyasayı fiyatlarken piyasadaki faizin an itibariyle yüzde 25'i aşmış olması, 24 Temmuz'daki toplantıda faizi sabit tutma kararıyla ateşi daha da körüklemesi ve "yeni" para politikası stratejisi olarak 'FSEN' bakışının (faiz sonuç enflasyon neden) kabul edilip edilmediğini bu toplantı ile netlik kazanacak olması.

Temel olarak TCMB faizinin piyasa faizinden yüksek olması gerekir. Bunun nedeni piyasaya yön verenin merkez bankası olması gerekliliğindendir. Oysa Türkiye'de piyasa kendi kendine hareket etmeye devam ediyor çünkü TCMB piyasayı ağırlıklı ortalama %19.25 faiz ile fonlarken piyasa faizi %25.01 olarak oluşuyor.

Bugünkü toplantıdan ne beklenmeli?


Benim şahsi beklentim TCMB faizinin %17.75 olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda piyasanın önüne geçecek bir artış yani -750 baz puan- %25.00'ın üzerinde bir artış olması.

Ama piyasada objektif beklentiler nedir derseniz 400 baz puanlık bir artış beklentisi hakim denebilir. Hal böyleyken 250 baz puanın altında kalacak bir karar döviz kurlarını tekrar yukarı yönlü ateşleyebilir.

Serena Nerede Hata Yaptı?

Sadece, erkeklerin bundan kurtulabilmesi, kabul edilebilir olduğu anlamına gelmez.

Serena Williams bunun bir parçası. Kötü davranışların nasıl cezalandırıldığı konusunda kadınlar için büyük bir çifte standart var ve sadece teniste değil hayatın her alanında.

Ancak, “bir erkeğin ondan kurtulabilmesi, kadınların da yapabilmeleri gerekir” standardının uygulanması için iyi bir fikir olduğuna inanmıyorum. Daha doğrusu, kendimize sormamız gereken soru şu: “Kural gerçekten gerekli mi değil mi ?

**

Olayı hatırlamam gerekirse: sorun ikinci sette erkenden başladı, Serena Williams'a koçluk için bir uyarı verildi. Bu onun koçu üzerindendi çünkü koçu onu çağırmak için Serena Williams'a iki eliyle işaret ediyordu. Koçların oyuncularını çağırma girişimleri oldukça yaygın yapılan bir kural ihlali olsa da, oyuncuların sıklıkla çağrıldıkları zaman genellikle sadece omuzlarını silkttikleri de doğrudur. Oyuncu, antrenörünün davranışından sorumlu olduğu ve hangi talimatlar verildiğini gördüğü veya duyup duymadığı aslında bir anlam ifade etmiyor. Ortada bariz bir kural ihlali var.