05 Temmuz 2019

Maastricht Kriterlerinde Son Durum ve Türkiye

Eskiden medyada sürekli gündemde tutulan Maastricht kriterleri, Avrupa Birliği (AB) üyesi olma hayalinden hükümet uzaklaştıkça gündemden düştü ve unutuldu.

İki ana kriter var: Kopenhag Kriterleri ve Maastricht Kriterleri.

  1. Kopenhag kriterleri, bir ülkenin AB’ye katılmasının koşullarını belirler.
  2. Maastricht kriterleri, AB’ye üye ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmesinin koşullarını belirler.

Ekonomik ve parasal birliğe katılmanın sonucunda da üye ülke zaman içinde kendi parasını terk edip Euro’yu para birimi olarak kabul etmesi gerekiyor.

Maastricht Antlaşması, 7 Şubat 1992'de imzalandı ve 1 Ocak 1993’de yürürlüğe girdi. Bu anlaşma ile AB üyesi ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe geçişte aralarındaki farklılıkların giderilmesi için bazı koşullar belirlenmiş oldu. Bu koşulları yerine getiren üye ülkelerin aynı para birimini (Euro) kullanabilmesini öngördü.

Bu yazıda Maastricht kriterlerini sıralayalım:


  1. Toplulukta en düşük enflasyona sahip üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalamasıyla ilgili üye ülke enflasyon oranı arasındaki fark 1.5 puanı geçmemelidir.
  2. Üye ülke devlet borçlarının GSYH’sına oranı %60’ı geçmemelidir. 
  3. Üye ülke bütçe açığının GSYH’sına oranı %3’ü geçmemelidir. 
  4. Herhangi bir üye ülkede uygulanan uzun vadeli faiz oranları 12 aylık dönem itibariyle, en düşük enflasyona sahip 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmayacaktır.
  5. Son 2 yıl itibariyle üye ülke parası diğer bir üye ülke parası karşısında devalüe edilmiş olmamalıdır.


03 Temmuz 2019

Avrupa Birliği; ortak kültürdür, yaşam biçimidir, ortak geçmiştir ve gelecektir...

Öyle ise Avrupa Birliğinin felsefesi nedir?
Bu yaşam biçimini özümsemeyen ülkelerin Avrupa Birliği’nde yeri yoktur. Avrupa Birliği’nin tarihi çok eskiye dayanır. Roma İmparatorluğu’ndan, Helenistik Pagan kültürü ile yani akılcı düşünce ile Hıristiyan inancının sentezinden doğmuştur. 
  • Akıl (Pagan; köylü, putperest, İbrani din dışı inanış sahibi) + İnanç (Hıristiyan) = Roma 
M. S. 4.yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından 14.yüzyıldaki Rönesans’a kadar bu senteze Kilise (inanç) hâkim olmuştur.
  1. Pierre Dubois 14.yüzyılda ve Antoine Marini 15.yüzyılda Avrupa Konfederasyonu kurulmasını söylemiş,
  2. Eric Crucé 17.yüzyılda Venedik’te merkez olmak üzere bir birlik olmalı demiş,
  3. William Penn ise Osmanlı İmparatorluğu’nun da içinde olacağı sürekli ordu kurulmasını önermiştir.
  4. Ayrıca Saint-Simon Praudhon da felsefi yaklaşımlarını sunmuştur.
II. Dünya Savaşı sonrasında bu AB düşüncesi, yaşanan büyük kayıplarla beraber hızlanmış ve 1957 Roma Antlaşması ile gerçekleşmiştir. 
Birlik ilk olarak "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu" adıyla 1951’de Paris’te kurulur. Birliğin adının bu olmasında savaşın hammaddesinin çelik; enerjisinin ise kömür olması yatıyor.
Savaşın hammaddesini ve enerjisini kontrol altına alarak 80 milyon insan kaybetmiş Avrupa artık savaş istemiyor. Ancak bu anlaşmanın ekonomik altyapısı yoktu. Ancak farklı anlaşmalar ile savaşın yaraları sarılmak istenmiştir. Bunu sağlamak için de bir serbest ticaret bölgesi oluşturmak istemişlerdir. Türkiye de buna dahil olacaktı. Özellikle tarım listesinde Türkiye de vardı.