Bu konuda kamu otoriteleri, kurumsal firmalar ve bireysel olarak yapılabilecek çeşitli önlemler var. Bu farkındalık ile yapabileceğimiz şeyler ölçek bakımından daha az etkili olur diye düşünülse de aslında tabandan gelen değişimlerin tavanı değiştirmesi daha kalıcıdır. O nedenle daha az tüketmek, ihtiyacın kadarla yaşamak, minimalist yaşayan toplumlar için daha kolay adapte olabilecekleri eylemler olurken gelirinden çok harcayan ihtiyacından çok tüketerek dikkatsizce yaşamayı benimsemiş toplumlarda biraz daha zor olabilir.
Bugün size bir yatırımcı olarak iklim krizine karşı nasıl önlemler alabileceğimizden bahsetmek istiyorum.
Nasıl ki yediğiniz ve içtiğiniz şeylere göre vücudunuz şekilleniyorsa yatırım yaptığınız şeyler de ekonomiyi şekillendiriyor. Aslında her karar ile değişim de beraberinde geliyor. Ekonomiyi bir okyanus olarak canlandırırsanız ve o okyanustaki küçük bir balığın ona olan etkisini hayal edebilirseniz başlamadan daha pes edebilirsiniz. Ancak alışılageleni kırmak ve farklı bir şeyler denemeden neyden vazgeçtiğinizi bilemeyebilirsiniz. Damlaya damlaya göl olur atasözünü hep hatırlamalıyız.
Öyleyse sürüye kapılmak yerine sürüyü oluşturmak daha yerinde bir amaç olabilir. Öncelikle popüler ve kültürel yatırım enstrümanlarına göre yatırım yapmak yerine -belki de outliers denebilecek türde- kendiniz ve nasıl bir dünya istediğinize göre yatırmak yapmayı tercih edebilirsiniz.
İyi bir insan olarak çevresel ve sosyal değerlere duyarlı bir yatırım strateji ile başlamak bu yazının ana fikri aslında...
*
Dünya'da yatırım fonlarında ilgi çok yüksek iken Türkiye'de yatırım fonlarına olan ilgi hep düşük kalmıştır.
En popülerleri kısa vadeli borçlanma araçları fonu ve para piyasası fonlarıdır. Para piyasası fonu; 0-1 ay vade için genel olarak %85 REPO, %10 ÖST ve %5 DİBS şeklinde oluşur. Kısa vadeli borçlanma araçları fonu ise: 25-90 gün vade için genel olarak %50 ÖST, %35 DİBS ve %15 REPO şeklinde oluşur. Günün her saati alınıp satılabilen bu iki fon da sabit TL getirili enstrümanlardan oluşturuluyor. O nedenle eskilerin tabiriyle "ana para korumalı" olarak sınıflandırılıyor.
TEFAS verilerine göre Türkiye'deki sadece borçlanma araçları fonlarında (kısa, orta, uzun dahil) toplamda birikmiş sermaye miktarı 15.7 milyar TL iken; para piyasası fonlarında ise 32.5 milyar TL değerindedir. Türkiye'deki tüm yatırım fonlarındaki toplam para ise 76.4 milyar TL'dir. Yani yatırım fonlarına yapılan yatırımların %63'ü ana para korumalı yalnızca sabit TL getirili enstrümanlara yatırım yapan fonlardadır. Bu aslında Türkiye'de yatırım fonu felsefesinin doğru öğretilemediğinin bir kanıtıdır. Elbette bunda kültürel olarak altın kullanımımızın, altının Türkiye'de geçerli olan enflasyondan koruyucu özelliğinin ve önceki birçok acı kriz tecrübelerine dayanan doların güvenli liman olma algısının etkileri şüphesiz vardır.
Mesela hisse senedinden oluşan yatırım fonlarının büyüklüğü 2.1 milyar TL'dir. Yani payı sadece %2.75 ve bunun içinde de yabancı hisse senedi yatırım fonlarının payı %49'dur. Bu yabancı hisse senedi yatırım fonları da büyüklük sıralamasına göre şöyle:
- Yapı Kredi Portföy Yabancı Teknoloji Sektörü Hisse Senedi Fonu (₺522.3 milyon)
- Ak Portföy Yeni Teknolojiler Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺238.7 milyon)
- Ak Portföy Amerika Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺70.1 milyon)
- Ak Portföy Avrupa Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺56.2 milyon)
- Ak Portföy Gelişen Ülkeler Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺44.3 milyon)
- Ak Portföy Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺41.7 milyon)
- İş Portföy Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺28.9 milyon)
- Gedik Portföy G-20 Ülkeleri Yabancı Hisse Senedi Fonu (₺3.7 milyon)
Peki yatırım fonları nasıl para kazanıyor. Yatırım fonları yatırımcılarından işlem komisyonu, yönetim ücreti ve saklama ücreti gibi çeşitli kesintiler sayesinde gelir elde ediyor. O nedenle bu 8 tane fonun uyguladığı yıllık yönetim ücreti oranlarını da yukarıdaki sıraya uygun paylaşıyorum: %3,25 - %2,90 - %2,25 - %2,25 - %2,90 - %2,00 - %2,23 ve %2,50.
Eskiden mesela Akbank'da yatırım hesabı bulunan bir yatırımcı Yapı Kredi yabancı teknoloji fonunu alamıyordu. Alabilmesi için almak istediği fonun bankasında hesap açtırması gerekiyordu. TEFAS ile bu engel kalktı ve şu an herhangi bir bankadaki yatırım hesabınızdan herhangi bir portföyün yatırım fonuna hiçbir ek ücret ödemeden yatırım yapabilirsiniz.
Öyleyse çevresel ve sosyal değerlere uygun olmayan yatırım fonlarına yatırım yapmamak da bir tepki olabilir. Bu fonların her birinin portföy dağılım raporları aylık olarak KAP'ta duyuruluyor. Oradan bütün fonların içeriklerine bakarak yatırım stratejilerine ulaşabilirsiniz.
Mesela 11 Haziran'da KAP'ta yayınladıkları raporda, İş Portföy yabancı hisse senedi fonunun portföyünde Exxon Mobil, Shell, Southwestern Energy, ENEL, Woodside ve Hong Kong & China Gas adlı petrol/doğalgaz şirketlerine yapmış olduğu yatırımlar var. Bunların eğer herhangi bir değişiklik olmadıysa portföyde dünkü kapanışa göre portföydeki ağırlığı %12.68 ve ederi de 3.4 milyon TL'dir. Aynı hisseleri 31.12.2018 verilerine göre Norveç Varlık Fonu da taşıyor ve ederi bugünkü kurla 440.9 milyar TL'dir. Ancak geçtiğimiz hafta fosil yakıtlara yapmış oldukları yatırımları sonlandırıp yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak ile ilgili önergelerinin Norveç meclisinde kabul edilmesiyle bu hisselerde satışlar bekleniyor. Bir çırpıda eritebilir cinsten fark var sahiplik olarak...
Gönül ister ki İş Portföy başta olmak üzere diğer portföyler de fosil yakıtlara yatırım yapmayı bırakıp yerlerine yenilenebilir enerji hisselerini ekleyerek iklim krizine karşı bir önlem olarak adım atarak bunu kamuoyuna duyursalar... Bunun iletişimini kurarak satış dalgasında yatırımcılarına değer kaybettirmeyeceği gibi bunu bir fırsata dönüştürerek iklim krizine karşı aktif mücadeleye sadece kredi ayağında değil yatırım fonu ayağında da olduğunu göstererek 1.115 yatırımcıya sahip yabancı hisse senedi fonuna yatırımcı da çekebilir.