Düşük ihtimal dahilinde olan İstanbul ve Ankara’nın 25 yıl sonra el değiştirmesi olasılığı... Gerçekleşti.
İBB Başkanı da 0.25 puan farkla Ekrem İmamoğlu oldu. Heyecanlı bir seçim gecesi yaşandı. Hala iktidar yeni İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu tebrik ederek İstanbul'u kaybetmeyi kabul etmese de Ekrem İmamoğlu, bir ilki gerçekleştirerek Anıtkabir'i ziyaret ederek ve Twitter'da "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı" ünvanını yazarak sadece görevi devralmayı bekliyor.
Seçim öncesinde yazdığım yazımda "Bildiğiniz gibi 24 Haziran Seçimleri ekonomi resesyona girmeden önce yapılmıştı. Oysa 31 Mart Yerel Seçimleri Türkiye ekonomisinin resesyona girdiğinin dün TÜİK tarafından tescil edildiği bir ortamda gerçekleşecek. İktidar ittifakta oy kaybı olması muhtemel gözüküyor" demiştim. Türkiye genelinde %51.64 (-2.02 puan) oy oranı alan Cumhur İttifakı, kriz koşullarına rağmen etkin medya gücü ve devlet imkanlarıyla çok ufak bir kayıp yaşasa da Türkiye ekonomisinin %65'ini yaratan kentleri kaybetti. Özellikle %31'ini oluşturan İstanbul'un kaybı iktidar blokuna en ağır darbe olmuş olabilir.
Sonuç olarak İstanbul, Ankara ve İzmir arasında güçlü bir işbirliği döneminin kapısı aralandı. Mazbataları aldıktan sonra oluşturacakları kadrolar ve projelerle halkın sorunlarına yönelik ayrım yapmaksızın kapsayıcı bir tutumla atılacak adımları özellikle İstanbul'da olmak üzere -bir İstanbullu olarak- heyecanla bekliyorum.
Aklımda kalan projelerden bazıları;
- Metro ağını 630 km'ye çıkarmak.
- Bisiklet yolunu 475 km'ye çıkarmak.
- 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ücretsiz ulaşım kartı vermek.
- 0-12 yaş arası çocukların ulaşımı ücretsiz kullanması.
- Kişi başına düşen yeşil alanı ikiye katlamak.
- Deniz ulaşımının payını artırmak.
- TEM yolunda gişeleri şehir dışına taşıyarak, E-5 gibi aktif ve ücretsiz yapmak.
- Su fiyatına %40 indirim.
- Katılımcı ve kapsayıcı kurumsal yapı oluşturmak.
Geriye icraatleri takip etmek ve dediklerini yapabildiği takdirde İstanbul'un keyfini çıkarmak kalıyor.
