TCMB olağan toplantısı var. Döviz kurlarının alıp başını gitmesinin altında yatan birçok sebepten biri merkez bankasının yüzde 16.50 faiz ile piyasayı fiyatlarken piyasadaki faizin an itibariyle yüzde 17.94 olması bu toplantıdan nasıl bir sonuç çıkar diye kafada soru işaretleri bırakıyor.
Temel olarak TCMB faizinin piyasa faizinden yüksek olması gerekir. Bunun nedeni piyasaya yön verenin merkez bankası olması gerekliliğindendir. Oysa Türkiye'de piyasa kendi kendine hareket etmekte çünkü TCMB faizi %16.50 iken piyasa faizi %17.94 olduğu için.
Peki öyleyse yarınki toplantıdan ne beklenmeli?
Benim şahsi beklentim piyasa faizinin önüne geçecek bir artış yani -150 baz puan- %18.00 olması.
Ama piyasada objektif beklentiler nedir derseniz 100 baz puanlık bir artış beklentisi hakim denebilir. Hal böyleyken 100 baz puanın altında kalacak bir karar döviz kurlarını tekrar yukarı yönlü ateşleyebilir.
Öte yandan faizi artırdıkça da ekonominin soğuması da hızlanacak çünkü kredi mekanizması kullanmak için çok maliyetli hale gelecek ve büyüme hızı yavaşlayacak. Hatta 300 baz puan gibi çılgınca beklentiler içinde olanlar da var ama dikkate değer beyanlar değil çünkü resesyona anında gireriz o denli bir faiz oranı söz konusu olduğunda. Pek gerçekçi bir beklenti değil anlayacağınız.
Döviz kurlarının yükselmesi kaygım ise 'yatırım odaklı' olmaktan ziyade enflasyona geçişkenliğinden ötürü 'alım gücümüzün düşmesi' kaynaklıdır.
**
Son verilere göre mevduatımızın ne kadarı dövizde?
En son açıklanan merkez bankası verilerine göre vatandaşların ve kurumların hali hazırda yabancı para mevduatı 165.7 milyar dolar değerindedir.
Böylesine yüksek bir rakamın ortaya çıkmasında tasarruflarını dövizde tutma ihtiyacı ile alakalı bir tercih olduğu gibi 1994, 2001, 2009 gibi büyük ekonomik krizler görmüş bir toplum olarak kolay kolay vazgeçilemeyecek bir korunma yöntemidir de aynı zamanda. Toplam mevduatın 447.1 milyar dolar değerinde olduğunu da göz önünde bulundurursak toplam mevduatımızın %37'si kadarının dövizde bulunduğunu söyleyebiliriz.
Bu da bariz bir şekilde Türk Lirasına olan güvenin ne kadar düşük olduğu göstermektedir.
**
Son olarak...
Ali Koç
Yüzde 77'lik gibi ezici bir çoğunluk ile seçimi kazanarak 20 yıllık Aziz Yıldırım dönemini kapatıp, Fenerbahçe Başkanı olarak yeni bir sayfa açan, kulüpten uzaklaşmış taraftarı da kulübe çekecek bir havayı seçilir seçilmez oluşturmayı kendiliğinden başaran ve tüm Fenerbahçelilerin yüreğine su serpen Ali Koç'u da buradan tebrik ediyorum. Dilerim bu yenilik ülkemize de örnek olur ve içinde bulunduğumuz dönem geride kalır ve Fenerbahçelilerin yaşadığı sevinci tüm Türkiye yaşar.
