16 Haziran 2018

Yarışın Son Düzlüğüne Girildi

Beklenmedik bir dip dalga ile karşılaşılmadığı takdirde 24 Haziran’da HDP’nin baraj altında kalması durumunda şu anki iktidar Meclis’te çoğunluğu kazanacak. İster seçim barajı adaletsizliği deyin ister temsilde adaletsizlik, ittifak yasası gerçekten demokrasi adına bir utanç vesilesi oluyor.

Aslında 1 Kasım seçimlerinden bu yana eriyen iktidar bloğunun zayıfladığı görülüyor. Anketlerde MHP’nin yüzde 7 gibi bir oy alması beklense de bana bu oran biraz şişirilmiş gibi geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise ilk defa “kapsayıcı” ve “lider” özelliklerini taşıyan bir adayla yarışıyor: Muharrem İnce. Öte yandan Erdoğan’ın AK Parti mahalle başkanları toplantısında, sosyal medyaya düşmeyeceği düşüncesiyle yaptığı -bizzat kendisinin de “dışarıda bunları konuşmam” diyerek altını çizdiği- sandıklarda hakimiyet kurulması ile ilgili ve HDP’nin baraj altı kalması gerektiği direktifi verdiği konuşması şaşırtıcı değil. Ne de olsa kayıtta görüldüğü gibi seçimin sonucunun bu hamlelere bağlanması “işlerin başlamadan biteceğini” ve “çantada keklik olmadığını” belirtmesi açısından önemli.


Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim kararı aldığındaki manzara ile 40 gün içerisinde hava çok değişti:

  1. İyi Parti’nin seçime girme yeterliliği kazanması ile DYP, ANAP gibi Ak Parti’nin sindirdiği merkez sağdaki partilerden sonra ilk alternatif olması.
  2. Beklenmeyen CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Millet ittifakının kurulması ile Saadet Partisi mecliste temsil edilmesi garanti altına alınarak muhafazakarlara alternatif olması.
  3. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Muharrem İnce’yi çıkarması ve çıkardıktan sonra partiler üstü tüm ülkeyi kapsayan bir seçim çalışması sürdürmesi.
  4. Ekonominin beklenenden daha hızlı bir biçimde kötüleşmesi ve halka geçişkenliğinin erken olması.
  5. İktidarın yaptıklarının yapabileceklerinin yanında bir hiç oluşunun her kesimden seçmene anlatabilen, sesinin duyurabilen ve en önemlisi kendisini dinletebilen bir söylemin yaratılması.

İktidar bloğunun seçimlere bir hafta kala TBMM çoğunluğunu kazanıp kaybetmesi HDP’nin barajı geçip geçmemesine bağlı gözüküyor ve yüksek ihtimal olarak değerlendirildiğini de söyleyebiliriz.

**

Yeni Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı iki dönemden fazla üst üste Cumhurbaşkanı olamayacağı yazdığı için eğer Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran’da veya 8 Temmuz’da Cumhurbaşkanı seçilip TBMM çoğunluğunu yitirirse, o zaman Meclis’i feshedip seçim kararı alması demek anayasa gereği bir daha aday olamayacak anlamına gelecektir. 

Elbette, anayasanın açık hükmüne rağmen yeniden aday olması mümkün, şu an üniversite diploması şartı olmasına rağmen diplomaya dair şüpheler açıkça giderilemediği halde aday olabilmesi gibi. Yine de kolay alınabilecek bir risk değil.

**


Seçime bir hafta kala bu kritik dengede ilerliyoruz. Markaj, kıraathane, bahçe, yuvarlanma, kek, vs. derken heyecan artmaya devam ediyor. Seçim sonrası görüşürüz.