12 Haziran 2018

İstanbul vs. Londra

Bugün Youtube'da şans eseri daha önceden birkaç videosunu izlediğim, Londra'ya dair gündelik hayatla ilgili faydalı bilgiler paylaşırken Özer bey ve ailesinin Ankara'dan Londra'ya uzanan hayat hikayesinden kesitlere tanıklık edebiliyorsunuz: "Londra'da Yaşam". Ben de bunun üzerine daha önce Paris ile ilgili yapmış olduğum "Fransızlar üç kat fazla akaryakıt alabiliyor" başlıklı yazıma bir de Londra'yı ekleyeyim dedim. Hadi öyleyse verileri derlemeye başlayalım...



Londra'da asgari ücret bizdeki gibi aylık değil, maaşlar da genelde haftalık ödendiği için asgari saatlik ücret olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle aşağıdaki tabloda çeşitli yaş grupları ve çıraklık için ödenmesi zorunlu olan asgari saatlik ücretleri görüyorsunuz.

YIL25 VE ÜZERI21-2418-2018 ALTIÇIRAK
2018£7.83£7.38£5.90£4.20£3.70
Buna ek olarak Londra'da belli başlı bazı sektörlerde çalışmıyorsanız (güvenlik, balıkçılık, vs.) haftada maksimum 48 saat çalışabilirsiniz. Bir avantaj, asgari ücretle çalışıyorsanız brüt gelirinizden vergi kesintisi yapılmıyor.

O halde haftada 48 saatten ayda 192 saat çalışan ve saatlik 7.83 pound ücret alan bir asgari ücretlinin aylık kazancı 1.503 GBP oluyor. Bu bilgi cepte dursun.

Gelelim akaryakıt fiyatlarına, tam bir ay önce Özer beyin paylaştığı "Londra'da Benzin Fiyatları ve Nasıl Depo Doldurulur" gönderisinde olan verileri kullanırsak (Tesco'dan) litre fiyatları; kurşunsuz benzin (unleaded) £1,239 ve dizel de £1,259 olarak gözüküyor. Tabi aradan bir ay geçmiş derseniz, o zaman PetrolPrices.com'da yeralan fiyatlardan baktığımızda Londra ortalamasının kurşunsuz benzinde £1,313 ve dizelde £1,346 olduğu; Tesco'nun ise ülke ortalaması £1.267 ve £1,297 olduğu bilgisine ulaşarak spesifik akaryakıt istasyonlarında önemli düzeyde fiyatların oynayacağı bir artış olmamıştır, diye kabul ederek ilk yazdığım fiyatları baz almaya karar verdim. Böyle olunca da GBP/USD kurunu 1.34, USD/TRY kurunu ise 4.54 olarak aldığımızda aşağıdaki gibi bir tablo oluşuyor.


Hazırlamış olduğum yandaki tabloda görebildiğimiz kadarıyla Londra'daki bir asgari ücretli ile İstanbul'daki bir asgari ücretlinin alabileceği akaryakıt miktarı arasında dağlar kadar fark bulunuyor. Bu karşılaştırmaya İstanbul'da bir asgari ücretlinin ortalama kalitede bir araba almasının artık mümkün olmadığını da katarsak zaten çok komik bir hal alacak çünkü Londra'da asgari ücretli gerçekten de sıfır kilometre bir araba alabilir, İstanbul'da bu kesinlikle gerçekçi değil. Dikkate değer bir başka nokta, dolar cinsinden İstanbul'daki akaryakıt fiyatları hem dizel hem de benzinde daha ucuz Londra'dan. Bu nedenle Dünya'nın en pahalı akaryakıtını kullanmıyor gözüksek de Türkiye'de yaşayıp, TL kazancı olan bizler için pahalı oluşu gerçeğini veya reel ücretlerin düşüklüğünü değiştirmiyor. Bununla da kalmıyor insana düşündürtüyor, "acaba Londra'daki bir asgari ücretli kadar akaryakıt alım gücüm olması için ne kadarlık bir gelirim olması gerekir" diye. Sonuç olarak ortaya çıkan rakamlar şöyle: ₺6.756,93-₺7.569,59 arası bir gelirimiz olması gerekiyor.

**

Elbette her ülkenin görece ucuz sattığı veya pahalı sattığı ürünler vardır. Ancak burada önemli olan nokta Türkiye'deki kurulu ekonomik sistemin refah arttırıcı olmaktan ziyade vasat bir şekilde sadece idare edilmesinde yatıyor. Ekonomide radikal dönüşümün sağlanması lazım. Elimizde ne kaynaklar varsa onlardan yararlanarak üretmeyi ve tüketmeyi başarmalıyız.

**

Örnek vermem gerekirse "Yenilenebilir Enerji Finansmanı" temalı 8. Yeşil Ekonomi Konferansı'nda Nordisk Folkecenter'dan gelen Danieli Pagani'nin sunumunda Danimarka'da 2017 yılında toplam enerjinin içinde rüzgâr enerjisinin payı %44 ve ısınma için kullanılan enerjinin de %58'ini rüzgar enerjisinden karşılayabiliyordu. 2030 yılı hedefi %44 olan bu rakamı %65'e çıkarmak. Ayrıca 1975 yılına kadar %100 petrol ile enerji ihtiyacını karşıladığını da belirtmeliyim.

Mesela Türkiye için bunu...

  • şehirleri büyütmeyi durdurarak,
  • fosil yakıt kullanımını azaltarak,
  • hidrolik dışındaki yenilenebilir enerji kaynaklarının (rüzgar, güneş, jeotermal, biyogaz) elektrik üretimindeki (Nisan 2018) payını %9,71'den 2050'de %65'lere çıkarma hedefi koyarak,
  • vb.
Tonla başka yapılacak hamleler ile dışa olan bağımlılığımızı azaltma yönünde bir eğilim kalıcı politika olmalı ki refah standardı makul düzeye yükselebilsin...