Starbuck's liderliğindeki kahve şirketleri savunmalarında "acrylamide" seviyelerinin sağlık açısından tehlikeli olmayacak düzeyde olduğunu iddia etmişlerdi. Ancak üst mahkeme hakimi Elihu Berle, kahve şirketlerinin kahve tüketiminin insan sağlığına fayda sağladığına dair sundukları kanıtların yeterli olmadığına kanaat getirdi. Buna karşın kahve şirketlerine yöneltilen suçlama "fetüse, bebeklere, çocuklara ve yetişkinlere kahve tüketiminin zarar verme riski taşıdığı yönünde" kanıtlar sunmasına rağmen savunmanın tıbbi ve epidemiyoloji uzmanları bu yönde bir nedensellik ilişkisi olmadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kulağa korkutucu gelen bu davanın karara bağlanmasından sonra haberi BBC Türkçe patlattı. Ancak Sağlık Bakanlığı nezdinde bir inceleme başlayacak mı hep birlikte göreceğiz. Henüz bir açıklama yok.
**
Gerçekten korkunç değil mi?
Acrylamide çiğ gıdalarda neredeyse hiç bulunmazken ızgara, kızartma, fırında pişirilmiş ve kavrulmuş gıdalarda bulunur. Çünkü pişirmenin kimyasal etkileşimi gereği şekerler ve amino asitler yüksek sıcaklıklarda etkileşime girer. Sıcaklık ne kadar yüksek olursa ve pişirme süresi ne kadar uzun olursa daha çok "acrylamide" üremiş olur.
Acrylamide içeren en yaygın besinler patates, bisküvi, ekmek ve kahvedir.
Nisan ayında, Avrupa "acrylamide" seviyesini minimum düzeyde tutmaya dönük düzenlemelere gitti. Gıda Standartları Ajansı (GSA) bizzat harekete geçti ve halk sağlığı kampanyası düzenleyerek acrylamide içeren gıdaların, cipslerin, iyi kızartılmış patateslerin ve ekmeklerin tüketimini azaltarak kanser riskini düşürmeyi elzem gördü. Fakat GSA, riskin büyük olmadığının da altını çizdi.
Cambridge Üniversitesi'nden önemli istatistikçilerden Profesör David Spiegelhalter, acrylamide tüketiminin sağlığa zarar verici bir etkisinin olduğuna dair kanıt olmaması açıklamasıyla kampanyanın anlamlı olup olmadığını sorguladı.
Kahve ve kanser ile ilgili son yapılan kapsamlı çalışma, 2016 yılında Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'nda Dünya Sağlık Örgütü'nden bir grup kanser uzmanı tarafından yapıldı. Bu çalışmaya göre 65 dereceden sıcak içecekler, yemek borusu kanseri riskini artırırken kahvenin kanser riskini artırdığına dair bir kanıt bulunamamıştır.
**
Sigara etkisi yaratır...
Halkın bilinçlenmesi için uyarı koymak doğru olsa da kansere neden olan çok sayıda ürünü kullanmadan edemiyoruz: televizyon, cep telefonu, bilgisayar, sigara, vb.
Mesela her ne kadar sigara kullanımının kanser riskini artırdığı kanıtlanmış ve sigara paketlerinde korkutucu uyarılar olsa da sigara tutkunlarının vazgeçmemesi gibi kahvenin de bu riski taşıdığı kanıtlansa ve uyarı konsa bile tutkunların vazgeçmesi hayalcilik olurdu.
**
Sonuç olarak "kahveden vazgeçebilir miyim?" sorusuna cevabım tabiki de "Hayır."