Bugün sizlere C40 toplantısını, metropollerin belediye başkanlarının karbon salınımı azaltmak için şehirlerdeki toplu taşıma ve bisiklet kullanımı artırma ile ilgili hedeflerini ve projelerini yazacaktım. Ancak Youtube'da Université de Strasbourg'da öğreneciler için yapılan bir proje sunumuna denk geldim ve proje gerçekten çok hoşuma gidince sizlere biraz bu proje hakkında yazmak istedim.
Strasbourg Üniversitesi, Karlsruher Teknoloji Enstitüsü, Albert-Ludwigs Freiburg Üniversitesi, Yukarı-Alsaz Üniversitesi ve Basel Üniversitesi ortaklaşa bir proje geliştirmişler. Projenin adı "Sınırötesi Mobilitesi" (mobilité transfrontalière). Amaç üniversite öğrencilerinin -lisans, master, doktora- trenle (maksimum uzaklık 1.5 saat olmak üzere) sabah başka bir üniversiteye gidip öğleye kadar seçtikleri derse girdikten sonra şehrin parklarında, müzelerinde, kafelerinde, tiyatrolarında, çarşılarında kendilerine kültürel açıdan zenginlik katabilecekleri zamanlar geçirmelerini sağlamak. Böylece Fransız-Alman kültürel gelişimini artırmak ve kaynaşmasını sağlamanın mümkün olabileceğini hayal etmişler. Bir ön şart veya ödemeniz gereken bir ücret de bulunmuyor, istekli olmak ve felsefesini benimsemek yeterli.
Burada dersi geçmek değil, başka bir üniversiteyi ve şehri deneyimlemek. Belki de bir hazırlık aynı zamanda geleceğe yönelik. Mesela Fransa'da mezun olduğunuz üniversitenin şehrinden başka bir şehirde diyelim mastera girdiniz devlet size bu nedenle bile sadece burs veriyor. Dikkat edin kredi vermiyor, nota bakmıyor, burs veriyor. Verirken siz ekonomik bağımsızlığınızı elde ediyor ve geleceğe dair plan yaparken daha esnek kararlar alabiliyorsunuz.
Öte yandan üniversitelerin birbirlerine yakın olmasının yanında esas önemli olan İsviçre, Almanya ve Fransa gibi üç tane farklı ülkede farklı milletlerdeki insanların vakit geçirecek olmaları ve dolayısıla Avrupa vatandaşı yaratma niyeti de taşıyan uluslararası bir proje olması.
*
Demiryollarının önemi ve komşularla iyi ilişkilerin olması burada karşımıza çıkıyor. Türkiye gibi demiryollarında geri kalmış ve komşu ülkelerle arasının iyi olmaması neticesinde bu tür projeler hayal olarak kalıyor. Ve onun yerine sadece ülke içindeki üniversitelerin kendi aralarında yaptığı bütün 1 veya 2 dönemi kapsayan Farabi adındaki (erasmus benzeri) değişim programını yapmak zorunda bırakılıyor.
*
Halbuki sınır kentlerimizdeki üniversiteler ile onlara yakın üniversiteler tespit edilip, ülkelerarası yatırımlarla tren yolları yapılsa; bu bağlantılar sadece öğrenciler için değil gelecekte ticari ve turistik de getirisi de olacaktır. Dersler de ülkelerin kendi dillerinde olsa ve belki de sadece dil kursu tadında bile olabilir. Bu tarz projeler hiç beklenmeyen derece etkili ve geri dönüşü yüksek bir hale dönüşebilir. Özellikle ülkelerin yeni anılar biriktirmesi için bir zemin oluşturabilir.