10 Kasım 2017

Kes Kes Kes Yasası...

ABD'de bir süredir Başkan Trump tarafından yasalaştırılmaya çalışılan bir vergi yasası tartışması yapılıyor. Destekleyenler bu yasayı vergi reformu olarak adlandırırken yasaya karşı olanlar popülist emeller taşıyan bu vergi düzenlemesinin ekonomik dinamizme zarar vereceğini söylüyor.

Bu yasa içerik olarak özetle üst ve alt gelir grubunda planlanan vergi kesintilerinden oluşuyor. Vergilerin düşmesi ve daha az vergi ödeme çoğu siyasetçinin seçim vaadidir ve ilk başta halkın tüm kesimlerini cezbeder. Sonra üzerinde düşününce kamunun bu gelire ihtiyacı gerçekten yok mu, vergi gelirlerinin maksimum sosyal fayda sağlayacak şekilde kullanıyorlar mı; ihtiyacı varsa bu gelir olmaksızın kendini nasıl finanse edecek, kamu hizmetlerinde azalma yaşanacak mı, idari ve ekonomik olarak gereksinim mi vs. gibi birtakım soruları soracak ve düşünmeye başlayacaktır: vergilerimiz nereye harcanıyor?



Gerçekten de toplanan vergilerin nereye ve ne amaçla harcandığını denetleyen bir mekanizma olması tüm vergi verenlerin haklarını korumak adına önemlidir. Şimdiye kadar merak etmediyseniz bile bir noktadan sonra fiş ve faturalarda ödediğimiz paraların ne amaçla ve nerelerde kullanıldığını merak etmeye başlayabilirsiniz. Bunu öğrenebilmeniz için de kamunun üst düzey şeffaf olması gerekmektedir.

Yeni başlayanlardansanız toplanan vergilerin nereye harcandığından ziyade hangi mal ve hizmetlerde ne kadar vergi ödediğimizi (yani nerelerden toplandığını) Ozan Bingöl'ü takip ederek öğrenerek başlayabilirsiniz.

Vergilerinin nereye harcandığını merak etmeyen veya umursamayanlar içinse yazının devamını okumak anlamsız olacaktır.

*

2016 yılında kamu tarafından Emrah Akın'ın yazısında belirttiği üzere 458.7 milyar TL vergi toplanmıştır. Mülkiye Haber'in hazırladığını habere göre ise bu paranın;

  • %22'si sosyal güvenlik ve yardımlara,
  • %18'i eğitime, 
  • %11.5'i kamu hizmetlerine,
  • %9.9'u faiz ödemelerine,
  • %5.2'si polise,
  • %4.8'i orduya,
  • %4.8'i sağlığa,
  • %4.3'ü ulaşıma,
  • %3.9'u tarıma,
  • %1.1'i dine,
  • %1.1'i adalete,
  • %0.4'ü kültüre,
  • %0.2'si uluslararası yardımlara harcanıyor.
Sağlığa, ulaşıma, adalete ve kültüre toplam harcanan paranın faiz ödemelerine ayrılan paradan çok az daha fazla olması son derece vahim bir tablo aslına bakarsanız. Dine ayrılan payın kültüre ayrılanın iki katından fazla olması ise ayrı bir gösterge.

Faiz ödemelerini nasıl azaltabiliriz? Aklıma gelen en ideal çözüm vergi gelirlerini aşmayacak denk bütçe yapma prensibi edinebilmemizden geçiyor. Bunun önemi borçlanma ihtiyacını azaltmada gizli. Yani vergi zammı yapmak seçmen erozyonu yaratsa bile uzun vadede ülke için daha sağlıklı olacaktır.

*

ABD vergi yasasına dönersek, Trump'ın "Cut Cut Cut Act" olarak nitelendirdiği, üst ve alt gelir sınıflarından alınmayacak olan vergiler orta sınıftan toplanmak isteyecek ve bu da toplumda asıl tüketimi yapan kesimin gelirini düşüreceğinden ekonomik büyümede yavaşlamaya neden olma ihtimali yüksektir.

*

Önerim sadece ABD için değil Türkiye için de aynı şekilde geçerli kamu hizmetlerinden eşit ölçüde yararlandığımızı düşünürsek, ki bana göre öyle çünkü daha fazla vergi ödeyene devlet dairelerinde bir ayrıcalık tanınmıyor, vergi ödemelerinde de gelir veya sınıf farkı gözetmeksizin herkesten eşit oranda vergi toplanması gerekmektedir.

*

Atatürk'ü 79. ölüm yıldönümünde saygı ve özlemle anıyorum...